Osmanlı devrinde yetişen büyük veli ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimidir. İsmi, Yegân bin Armağan bin Halil’dir. Molla Yegân diye meşhur olmuştur.
Aslen Aydınlı olup Akçakoyunlu Türkmen cemaatine mensuptur. Doğum tarihi bilinmemektedir. Çocukluğu Aydın'da geçti. Temel bilgileri öğrendikten sonra Bursa'ya geldi. Bursa'da da Molla Fenari’den ilim öğrenip icazet aldı. Molla Fenârî'nin vefâtından sonra, başmüderris ve Bursa kadısı oldu. Sultan İkinci Murâd Han, kendisini çok severdi. Ona sık sık ihsan ve iltifatlarda bulunur, nasihatlerini dinlerdi. Hatta Molla Fenârî'den sonra onu Osmanlı Şeyhülislâmlığına tayin ettiği söylenir. Buna göre Molla Yegân Osmanlı Devletinin üçüncü şeyhülislâmı olmaktadır.
Herkesin sevgisine mazhar olan Molla Yegân, keskin zekâlı ve yumuşak huylu bir zâtı muhteremdi. Dine uymakta, Allahü Teâlâ’nın emir ve yasaklarını gözetmekte, Peygamber efendimizin güzel ahlâkı ile ahlaklanmakta, insanlara dinini öğretmekte çok ileriydi. Yüzü ak, boyu uzun ve sakalı gürdü. Çok cömert olup, Allahü Teâlâ’nın dostları ile yemek yiyip sohbet etmekten çok hoşlanır, fakir-zengin herkesi sofrasına dâvet eder ve sofradan herkes doymuş olarak kalkardı.
Ömrünü, ilim öğrenmek ve öğretmek yanında Allahü Teâlâ’ya ibadet etmekle geçiren Molla Yegân, daha çok talebe yetiştirmekle meşgul olduğundan kitap yazmaya pek fırsat bulamamıştır. Bazı meşhur kitapların kenarlarına hâşiyeler (dipnot veya eser hakkında bilgi) ile Risâletün fil-Hulle adlı bir eser bırakabilmiştir. Molla Yegân Bursa’da en çok kendi adı ile anılan medrese ile bilinir. Burası Molla Yegan Medresesi olarak tanınmasına rağmen yaptıranının Kara Eyne Bey olduğu yazmaktadır. Kara Eyne Bey’in yaptırdığı medresede bir süre ders verdiği ve yıkılmaya yüz tutmuşken sahip çıkarak ikinci banisi olarak görülen Molla Yegân; bu yapıya adını vermiştir. Belgelere göre medreseye “Yeganzade”, “Mevlana Yegan” adları da verilmektedir.
Vefat tarihi ile ilgili çeşitli rivayetler vardır. Miladi 1436 ya da 1453 tarihinde Bursa'da vefat ettiği söylenmektedir. Bursa'da kendi adıyla anılan medresenin haziresine gömülmüş ise de mezarı bulunamamıştır. Medresesine ait vakfiyeler de henüz bulunmuş değildir.
TADO HAVADİS EKİBİ.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder