7 Şubat 2015 Cumartesi

OSMANLI TIBBI ÜZERİNE…


Osmanlı'nın ilk döneminde ki tıbbi etkinlik İslam Tıp anlayışı çerçevesinde ortaya çıkarak çok uzun süre bu niteliğini korumuştur...
Öte yandan Osmanlı Devleti'nin Anadolu Selçuklularının mirasçısı olması nedeni ile Selçuklu döneminde ki sağlık hizmeti ile kurumsal yapılanma Osmanlı'ya geçmiştir... İslam tıbbının özellikleri çerçevesinde, Selçuklu döneminde ki tıp anlayışı Osmanlı döneminde de varlığını sürdürmüştür... Özellikle darüşşifaların, demek ki hastanelerin Osmanlı yönetimine geçtiği ve hizmetlerini sürdürdükleri açıktır... Osmanlı İmparatorluğun da bir hekim eğitimi, önce ki islam dönemlerinde ki gibi usta-çırak ilişkisi biçiminde kendini gösteriyordu. Hekimler hastane ya da özel muayenelerin de ki bunlara dükkân deniliyordu, yanların da çırak şeklinde eğiterek hekim yetiştirilirdi.
Osmanlı'lar ilk hastaneyi 1399 yılında Yıldırım Beyazıd zamanın da Bursa'da yapmışlardır. İlk başhekimi tabip Hüsnü'nün olduğu hastanenin; bir baştabibi, yardımcı tabibi, cerrahi tabibi ve göz hekimi adı altın da çok az bir personel sayısı olmasına rağmen tıp adına canla başla mücadele verilmiştir... Türk İslam dünyasında ki hastaneler ''darüşşifa'' sözcüğü ile birlikte ''bimeristan, maristan, darülsıhha darulafiye, darulmerza, şifaiyye, bimarhane ve tımarhane'' gibi isimler ile anılıyordu... Osmanlı döneminde de benzer adlar kullanılmıştır, en sonun da 19. yüzyıl da ''hastahane, daha sonra ise ''hastane'' sözcüğü ötekilerin yerini almıştır...
Osmanlı dönemin de psiko-somatik hastalıklarının en büyük tedavisinin müzik olduğunu biliyoruz. Herkes hayatın da birçok kez hasta olmuş, yatağa bir kaç gün bağımlı kalmıştır, işte bu sırada hoş makamlı müziklerin etkili olamayacağını kimse yadsıyamaz... Osmanlı dönemin de de eşsiz bir biçimde aqustik olarak tasarlanıp yapılan büyük sağıtım merkezlerin de ayrıca enstrumantel sanat müzikleri çalınırdı, bu müzik hastanenin her tarafından kusursuz bir yankı ile dinlenebilirdi. Bunu Osmanlı hekimleri fark etmiş ve üzerinde yoğun çalışmalar yapıp uygulayarak ciddi sonuçlar elde etmişlerdir... Bu sonuçların en önemlisi, müziğin hastaları rahatlatması, onları mutlu etmesi ile birlikte iyileşmesini hızlandırmasıdır...
''Müzik ruhun gıdasıdır'' sözü ise Osmanlı'ya dayanır... Tarih’te bu zor şartlar altında insanlığa canla başla tıbbi mücadele veren, başta günümüz hekimlerinin de her daim saygı ile andığı Tabip Hüsnü olmak üzere, tüm hekimlerimize binlerce şükür, binlerce rahmet ve sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz... Rabbim hepinize gani gani rahmet eylesin inşallah...
HANDE SOYLUER.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder